Avustralyalı bilim adamı, son 20 yılda kenevir hakkındaki tüm çalışmaları yeniden gözden geçirdi ve yaptığı röportajda şunları söyledi: «Kenevir hakkında bir sürü şehir efsanesi var, gençlere neyin doğru neyin yanlış olduğunu açıklamak gerek».
Ergenler ve gençler arasında kenevir kullanımı son yarım yüzyılda önemli ölçüde artmıştır. 40 yıl önce kenevirin ADB’deki zaferini gerçekleştirmesinden bu yana, bu eğlence ve tedavi yöntemi diğer birçok gelişmiş ve gelişmemiş ülkede de kullanılmaya başlandı. Son yıllarda kenevir etkileri üzerine yapılan araştırmalar, bazen bir çıkmaza sokabiliyordu:
Bir gün esrar zararının anlık olduğu ortaya çıkıyordu, daha sonra ölümcül kaza istatistiklerinin korkunç rakamları ile karşılaştırılmaya başlanıyordu.
Her şeyi açıklığa kavuşturmak için Avustralyalı bir araştırmacı olan DSÖ uzmanı Wayne Hall, son 20 yılda kenevir tehlikeleri hakkında tüm ciddi bilimsel araştırmaları bir araya getirdi ve sistematize etti ve bu konudaki bulgularını ve çıkarımlarını bizlerle paylaştı. Bilim adamlarına göre tetrahidrokanabinol THC’nin, ana aktif maddesinin içeriği, ABD’de kenevir bileşiminde son 30 yılda dört kat arttı, Hollanda’da ve bazı gelişmiş ülkelerde de aynı şey gözlendi. «Addition» dergisinde yayınlanan çalışmasında Hall, nadir kullanımdaki kenevirin anlık etkisini ve maddenin günlük olarak düzenli kullanan kişiler üzerindeki uzun süreli etkisini analiz etmeye odaklandı.
Her şeyden önce, şimdiye kadar kenevirin ölümcül bir dozunun belirlenemediğini belirtti: farelerle yapılan deneylerde ekstrapolasyonuna dayanarak, 15 ila 70 gram arasında olabileceği düşünülmektedir. Kenevir doz aşımından tek bir ölüm vakası olmadığından dolayı, tıp bu konu hakkında henüz pek bir şey bilmiyor. Birçok çalışma sonuçlarının birleştiği nokta, - kenevirin tek kullanımlık tüketimi, reaksiyonun azalmasına ve bir kaza yapma olasılığını iki katına çıkarıyor. Bu çok sayıda çalışma ile doğrulandı. Bunlarla birlikte alkolün sürücü için 6 – 15 kez bir kazaya girme olasılığını arttırdığı gerçeğini göz ardı etmemek gerekiyor.
Buna ek olarak çalışmalar anne adaylarının kenevir kullanmaları, yeni doğanların ağırlığında bir azalma ile ilişkili olduğunu göstermiştir. Nedeni tam olarak belirleyememekteyiz: genellikle bu bayanlar tütün ve alkol de içiyorlar bu da araştırma sonucunu etkilemekte.
Düzenli olarak kenevir kullanan kişilere gelince (her gün kenevir tüketen) birçok çalışmanın analizi, kenevirin sürekli kullanımı nedeniyle aşağıdakileri ortaya çıkarmıştır:
- Bir bağımlılık oluşmakta, tüketen kişi ne kadar erken yaşta kenevir ürünlerini kullanmaya başladıysa, bağımlılık oluşturma riski de o kadar artmaktadır;
- Ruhsal bozuklukların riskleri iki katına çıkar, özellikle de akrabalar arasında benzer bozukluğu olan akrabalar varsa;
- Gençlerin bilişsel yetenekleri daha da kötüleşiyor (bunu sebebi hala kenevire bağlanmadı);
- Gençler diğer yasaklanmış maddeleri kullanmaya daha yatkındır;
- Ergen ve genç yaşta kenevirin sürekli kullanımı zekâyı zayıflatır, ancak bu zayıflamanın mekanizması hala belirsizdir ve oluşan hasarın geri dönüşü olmadığına dair tartışmalar sürmektedir;
- Gençlikte düzenli kenevir kullanımı, yetişkinlerde “şizofreni” tanısı alma risklerini iki katına çıkarır;
- Kronik olarak kenevir içenler bronşit ve miyokard enfarktüsü gelişme riskini artırmaktadır.
Esrarın ara sıra ve sürekli olarak kullanımının nasıl fark yarattığı ile ilgili soruları, Hall verdiği röportajda açıkladı:
- Düzenli olarak kenevir tüketiminin alkolden daha az zararlı olduğunu gösteren birçok çalışma bulunmaktadır, öyle midir peki?
- Bu tür ifadeler kenevirin hiç risk taşımadığına dair yanlış yorumlanabilir. Alkol sorununun ne kadar ciddi olduğu ve esrarın alkolden daha az zararlı olduğunu söylemek, genel olarak zararsız olduğunu söylemekle aynı şey değildir. Alkol gibi, esrar da kazaların sayısını arttırır ve insanlar buna bağımlı hale gelir. Ayrıca gençlikte sürekli kullanım birçok zararlı sonuçlarla ilişkilidir.
- Esrar kullanımının suç teşkil etmediği ülkelerde, herhangi bir sosyal gelişme var mı?
- Kişisel depolama ve kullanımın suçsuzlaştırılması, tutukluların ve mahkûmların sayısını azaltabilir (ancak her zaman değil). Daha az hükümlü insan – daha fazla sosyal fayda sağlar, ancak burada başka faydalar bulmak zordur.
Esrar kullanımı ve getirdiği zararlarla ilgili rakamlar üzerindeki etkileri hakkında mümkün olduğunca fazla bilgi edinmek çok önemlidir.
Benzer bir yaklaşım, psikiyatrist Pavel Beschartnov tarafından da takip ediliyor. «Bu makalede özellikle devrim yaratacak ifadeler yapılmadı, burada sadece bilinen şeyler dile getirildi. Esrar kendi başına anlamlı bir toksisiteye sahip değildir ve düzenli kullanımda çok fazla zarar vermemektedir. Tabi ki, bu, bağımlılığa neden olabileceğini ve insanlara zarar verebileceği psikoaktif bir madde olduğu gerçeğini tersine çevirmez. Yani alkol toksisitesi hakkında söyleyebileceğimiz şeyleri, esrar için de kullanabiliriz. Bir ömür boyu ılımlı bir şekilde içmek ve bu konuda herhangi bir sorun yaşamamak mümkün mü? Evet, tabii ki, nüfusun çoğu bunu yapmakta. Aynı zamanda bir kişi hoş olmayan sonuçlara neden olan, alkol bağımlılığı geliştirebilir mi? Evet, tabii ki, alkolizm – oldukça yaygın bir uyuşturucu sorunu», - dedi.